Uzaklarda gözlerin,
Ama o bildiğin uzaklardan değil,
Alıp da başını bir trenin vagonuna atlayıp,
Hani pervasızca herşeyi bir kenara bırakıp,
Öylece gidebileceğin..
Uzaklarda ellerin,
Ama o bildiğin uzaklardan değil,
Özledikçe hıçkıra hıçkıra ağlaya,
Ağlaya gözlerini şişireceğin,
Ve sonunda yine de gülümseyip,
Hani ukalaca “o da öyle bir zamandı,
Öylece geldi geçti” diyebileceğin..
Uzaklarımdasın sen benim,
Ama o bildiğin uzaklardan değil,
İçine düştükçe kavuşmak arzusu,
Yollara vurup adımlarını,
Hani hiç yaşanmamışcasına dönebileceğin;
Gözlerin kadar yakın olsa da gözlerim..
--
Far away are your eyes,
But not the far away that you know,
Where you could just jump to a train wagon from,
Leaving everything aside carelessly,
Just to go like that..
Far away are your hands,
But not the far away you know,
Where you would cry missing,
Would cry out your eyes,
And at the end still would smile,
Would arrogantly say "it was just a time like that,
Just came and gone"..
Far away are you from me,
But not the far away that you know,
Whenever the desire of return falls in,
Where you could put down your steps,
To return as if hasn't ever happened;
Even if your eyes would be as close as to mine..